Ferdi Tayfur'la çay molası...

Ferdi Tayfur'u en son Müslüm Gürses'in cenazesinde görmüştüm. Üzgün ve ‘Geldik gidiyoruz' bakışları ile o hengamenin arasında çocukluğundaki mahalle arkadaşına son görevini yapmak için bulunuyordu.
Aradan birkaç gün geçmemişti ki; ‘Karısı çok olan adam iyi adamdır' sözleri ile hiç sevmediği magazin basınına malzeme olmuştu. Gerçekten öyle söylemiş miydi?
Magazin basını ile arasını mesafeli tutan ve senin benim gibi yaşamaya gayret sarfeden Tayfur aslında birkaç dönem üst üste ve halen en çok hayran kitlesi olan isimlerin başında geliyordu.
Kendi tabiri ile düzenli bir hayat yaşamayı seçmiş ve emsallerinin gündemde kalabilmek için verdiği malzemelerden elinden geldiğine uzak durmuştu.
Şimdi ne olmuştu da böyle bir açıklama yapmıştı?
Hem bu işin aslını astarını öğrenmek hem de bu aralar neler yapıyor sormak için kendisini aradık. Aslında kimse ile bu konu hakkında konuşmak istemediğini ama mecbur bırakıldığını söylerken, olayların çarpıtıldığından da şikayetçi gibiydi.
'Gelin' dedi, gittik.
İşte Ferdi Ağabey ile çay faslından hemen sonra yaptığımız kısa ama öz sohbeti kelimesi kelimesine sizlerle paylaşıyoruz.
(Çayının son yudumunu alırken, bana döndü ve ‘Ne demişim ki ben?' diye kendisi başladı söyleşiye... )
‘Karısı çok olan adam iyi adamdır' demişsiniz.
Ben çok karısı olan bir adam değilim ki bi defa... Benim anlatmak istediğim hayatına hayat arkadaşı olarak biri bitmiş biri başlamış şeklinde birden fazla kadın girmiş adam ‘Ağzı var dili yok adamdır ki bayanlar tarafından rağbet görmüştür' manasında söyledim. ‘Aynı anda birkaç kadını idare eden adam iyi adamdır' anlamına gelecek cümleler etmedim asla... Bir adam eşinden ayrıldıktan sonra yalnız kalmıyorsa ya da bırakılmıyorsa ve yeniden eş sahibi olabiliyorsa ‘O adam iyi bir adamdır' demek istedim.
Ben araştırma yaptım, gözlemlerim sonucunda söyledim. Kadınlar tarafından tahammül ediliyor olmak o insanın iyi biri olduğuna delalettir. Sözlerim ‘Aynı anda çok karısı olan adam iyi adamdır'gibi anlaşılmasın.
Hayatımda aynı anda iki kadın birden asla olmadı. Kızlarımın annesi ve ardından Necla Hanım'dan sonra şu anda Taha'nın annesi ile bir aile hayatım var.
Bakın ben yine söylüyorum. Bu gibi işlere bulaşmış olan adamlar mutlaka iyi insan oldukları için yalnız kalmamışlardır. Ortada ses getirecek bir malzeme olmadığı için bu sözlerimin üstüne gittiler. Aslında durum bundan ibaret.
Kaldı ki kadınlara hakaret içeren sözler değil benim sözlerim. Rica ediyorum kimse yanlış anlamasın. Babamız öldükten sonra anamızın kanatları altında büyümüş çocuklarız biz. Kadına verdiğimiz değer bir kat daha fazladır.
GENÇ KIZLARIMIZ EVLİ ADAMLARDAN UZAK DURSUNLAR.
Fakat şunu da üstüne basa basa söylemek istiyorum. Lütfen hanım kızlarımızdan dikkat etmelerini rica ediyorum. Etrafımızda görüyoruz. Evli adamların peşine düşmesinler. Erkek denen insanın hiç mi duyguları yok. Adam bir kere hayır der iki kere der üç kere der ama bir yerde tıkanır kalır.
Sizin hayatınızda da böyle ısrarcı hayranlarınız oldu mu peki?
Asla... Benim tüm sevenlerim kardeşimdir!. Kulisimize gelen her kim ise fotoğrafını çeker, sevgisini sözcüklere döker ve gider. Ha kapıda bayılır o ayrı... Ama herşey saygı ve ahlak çercevesinde olur ve olacaktır.
(Genelde sözünü bölmeden dinledim ve kendisini ifade ettiğine kanaat getirdiğini söyledikten sonra ortamı biraz yumuşatmak amaçlı yeni çalışmaları olup olmadığını sordum.)
Yeni bir albüm için biraz bekliyorum, yeni şarkılar besteliyorum. Onun öncesinde belki birkaç şarkılık single çalışması yapabilirim. Ayrıca yakın zamanda ‘Zor Hayat' adında Şükrü Avşar'la çalışacağımız bir film projesi gündeme gelebilir.
Rahmetli Müslüm Gürses ile aranız nasıldı? Kimileri iyiydi, kimileri kötüydü diyor...
Zamanında yazıldı çizildi, araları var, yok vs ... Biz her zaman için iyiydik. Adana'dan tanışırız. Antepli Mehmet derdik babasına... Hastanede iken en çok arayan, ziyaret edenlerden biri bendim belki de... Benim hiç kimse ile bir sorunum yoktur ki, rahmetli Müslüm'le olsun. Çok severdim kendisini.
ÖYLE CENAZE KALKMAZ.
Rahmetlinin cenazesinde hem çok üzüldüm, hem de etkilendim. Cenaze töreni öyle olmamalıydı. Cenazede saf durulur, namaz kılınır. Mefta; adabı ile bir yas içersinde gömülür. Tabut kırmak, toprak çiğnemek... Mezara toprak atacaklar, taş gibi oldu toprak basa basa...
Sevgiyi göstermenin birçok çeşidi vardır ama bu türlüsü son vazife de bu şekilde gösterilmemeliydi.
Sevenlerime vasiyetim, onlardan tek isteğim ben ölünce dua etmeleridir. Çiçek atmasınlar, dua etsinler.
...
Aslında tüm mesele ne biliyor musunuz? Ferdi Tayfur neden zıvanadan çıkmıyor onun merağından oluyor tüm bunlar. Zıvanadan çıkartamazlar beni. Ben şöhret değilim, ünlü değilim. Yıldızım ben. Yıllar önce halk verdi bana bu ünvanı, üzerime yüklediler bu ağırlığı. Ben bu ağırlığın, Ferdi Tayfur'un bekçisiyim.
Ferdi Tayfur şöhreti seven biri değil anladığım kadarıyla... Yıllar önce başka bir hayatı olsun ister miydi?
Belki de babam elli dönüm arsa bıraksaydı soğan, pamuk eker geçinir giderdik bilemiyorum. Yokluktan geldik biz.
Son zamanlarda beğendiğiniz, yorumunu sevdiğiniz isimler var mı?
Tüylerimi diken diken eden, durun bi susun dinleyelim dediğim kimse yok henüz.
Peki Ferdi Tayfur'un genç yeteneklere tavsiyeleri olacak mı?
Bana yıllardır aynı soruyu sorarlar. Gençlere tavsiyen var mı? Ne tavsiyem olsun? Eğer onda yetenek varsa, kaderinde varsa olacak olacaktır zaten... Yok benim hiç kimseye bir tavsiyem. Allah herkese hayırlısını versin.
(Amin diyor ve bu söyleşi için kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.)
Serdem Coskun - Haber7
serdemcoskun@gmail.com